caramella bianos defanto

sabahın erken saatlerinde yola çıkmak istedim. açıkçası tek yaşamanın gururu içinde kimsenin de bana karışmayacağını bilmek içimi rahatlattı. sırtımda çantamın olmasının verdiği huzurla apartman kapısından huzurla çıktım dışarı. bugün ne ses ne de saçma çatışmalar umrumda değildi. korkularımı yenip evimden dışarı adımımı atabilmiştim ve bu benim için gerçekten yol kat etmekti. başkası tarafından rahatça anlaşılabilen bir şey değil biliyorum, ama yine de ayaklarım kalabılığın ortasında ilerlememi sağladığı için güzsel bir başlangıç yapmıştım.

öğlen olmasına yakın saatlerde sonunda şehirden çıkabilmiştim. denemekten korkmamak eğlenceliydi. en azından buraya kadar.

durduğum noktanın ilerisinde sanırım o askerlerden birini gördüm. şu an sadece yan duvarı sağlam kalabilmiş bir binanın arkasında bekliyorum. umarım onların kafasındaki konseptte bir sorun yaratabilirim/

onunla arabaya bindiğimizden beri hiç konuşmadı. ben olanların hepsini hayal ürünüm sanarken, birden diğer tarafta belirdi. bundan sonrası nasıl olacak bilmiyorum. kapıyı açıp dışarı çıktığımdan beri ilk defa gerçekten heyecanlıyım. gerçek olduğunu anladığım an sanırım normale döndüm. ne sinir bozucudur ve ironiktir ki duyularımı ve bilinçli aklımı harekete geçiren o oldu.

Diğerleri nerde, geri döndüğünden haberleri var mı gibi sorularımı yanıtsız bıraktı. neden ile başlayanlar ise zaten baştan havaya saçılmıştı. mertali nin tüm bu işleyişten haberi var mı bilmiyorum. ama o bile harekete geçebilir artık. herşey bir anda çok değişti sanki. tüm anılarım birleşmeye başladı, yaşadıklarımız, kayıp günler bir anda sıraya dizilip kendi saçma paralel hikayemden beni kopardılar. peki neden yanımda fatih de yoktu.

- "bilge geri dön fatih şehirde." - "fatih kim?"
- "bilge kan, lütfen geri dön, fatihi bulmalıyız."