point of no return/


Bilmediğim bir dünyanın eseriyim, çok geçmeden fedaisi oldum diyebilirim. Kocaman hayallere inandım ben, onlar sayesinde böyle oldum. Ulaşılmaz yok gibiydi sanırım ya da vazgeçmiştim zor olanlardan/

Güçlü olmak nedir diye sorardım, kule gibi kaldım karşınızda. Sadece ben miyim buna gün diyen, yoksa sıradanlık mı sıkmaya başladı. Gemilerle dolaşan bir adam oldum, suya yaklaşmaya dayanamam ki ben/

Hepsi geçer diye inandırdılar okulda, inanmaktan vazgeçtim ben artık. Tüm korkularım yokolmadı ama hepsinden biraz uzak kaldık/

Ağlamayı seven bir nesil var karşınızda, daireler çizerek dolaşıyorum etrafınızda. Yalanlar söylemeden bir bakın bana, hiç değermiyim sorular sormanıza/

Geceler ne kadar kısa olursa olsun, gündüzler kadar dolambaçlı değiller. Sevmediğim bir an yok olmadılar, sevdiğim zaman yanımda bile yoktular/

Güvenle koşmak isterdim ben küçükken, koşanlara çelme atmak biraz da. Yeni bir arkadaşım olmadı hiç, sadece deneyerek geçiyor günlerim/

Evim dediğimde çatısı kalmadı, gerçek dostum ise öldü gitti. Bana merhamet göstermeyin, sebepsiz yere gideceğim burdan/