viva la resistance/


başlamadan önce; bu kadar güzel ve tatmin edici saatler geçirdiğim için kendime teşekkür ediyorum. ohh be/

sen dün günün başladığını hayal ettin dimi? çok acımasız saatler geçirdiğini filan da sandın. bunların hiçbirini ben bilemem. ben çok saçma dakikaların insanıyım. çok anlamlı değil yaşadığım çoğu şey. denemekten korkmadığım bariz tabi ama söylemeye çalıştığım; sen dünyanın en kapsamlı ve kült filminde oynarken ben basitçe hayatımı sürdürmeye çalışıyorum. materyalist gecelerini ve ruhani öğleden sonralarını bu saçmalığa ayırırken ben her şeyi yerli yerinde tutma çabasındayım./

tüm gün kafandan neler geçtiği kimin umrunda, muhtemelen aynı şeyleri düşünüyoruz. yansıtma çaban ölümcül derecede saçma. ismini bilmiyorum senin, öğretmeye de zorlama. ben dünya atmosferine giren star destroyer larının hayalini kurarken sen ekranından yayılan sanal ezoterizmin kurbanı oldun. hah kendim çok süper olabilsem senden hırsımı almazdım zaten. paranoyak olduğum için günlerime sırıtarak sarılıyorum. korkmadığım için yanlış yapmaya zorluyorum. inanmadığım için yanlışların doğrulaştığını görüyorum./

bu seviyeye geldiğime göre güzel ve eğlenceli iş günümü izninle daha da netleştirerek bir takım alıntılar yapacağım//

"kraliçeler kendi bileklerini kesmeye başladığında, anla ki sıkıntı başladığı yerde bitmiştir, çirkin olduğunu sanan 3 kişi yanyana her zaman daha şımarık olur ve bir clone trooper bir haçlı askerine asla ateş etmez."

"hırsızlar sokakta elini kolunu sallıyorsa ve yağmur düşerken seni düşünmekten çekinmeyen biri varsa tatlı yemeyi kesinlikle seviyorsundur."

"bu gece uyumakta zorlandıysan, bil ki dinlediğin müzikler seni sıkmıştır. havanın altın renginde olduğu gün asla araba kullanma, zorunda kalırsan yanına bir ok al ve nereye gittiğin konusunda hep yalan söyle."